Yarın sabahın Hürriyet yazısının bir parçası olduğunu tahmin ettiğimiz bu tiradı, daha kendi gazetesinde basılmadan bu blogda işleyerek acar muhabirlikte kendi rekorumuzu kırıyoruz. İşte o OLAY YAZI !!!11!
''Benden olmayan ölsün!'' diyen bir hukuk olur mu? Herkesin hukukuna saygı duyacağınızı söylediğiniz o balkon konuşmalarına ne oldu? İsyan ediyoruz...GDO'suyla oynanmış bir hukuk bu!!!Ayşe Arman yazıyı ''Genetiği Değiştirilmiş Organizmasıyla oynanmış bir hukuk bu!!!'' diyerek bitiriyor. Kuzu Dolly'siyle oynanmış bir hukuk bu. Leptinsiz faresiyle oynanmış bir hukuk bu. Genetiği değiştirilmiş şeker kamışıyla oynanmış bir hukuk bu....Olmuyor.
Doğrusu, ''genetiğiyle oynanmış bir hukuk bu'', veya ''genetiği değiştirilmiş bir organizma bu hukuk!!!'' olmalı.
Öte yandan, yapılmak istenen analojinin de bilimsel olarak doğru olmadığının altını çizmek gerekli.
Canlıların genomu, binlerce yıl değişmeden duran stabil bir bütünlük değildir, genetik içerik doğal süreçlerle sürekli değişim geçirir. Dahası, hem klasik hem modern tarım tarihinde GDO teknolojisinden önce de tarım ürünlerinin genetik kompozisyonuyla oynanmıştır.
1920lerden günümüze, yaklaşık 3000 tarım ürünü, mutajenik metodlarla sofralarımıza gelir. Mutajenik ürünlerde, bitkiler radyasyon ve benzeri tekniklerle mutasyona uğratılır, ortaya çıkan çeşitlilikte insanların göz/damak zevkine veya üretim etkinliğinin artmasına göre yeni ürünler seçilir.
Binlerce yıllık tarım tarihinde insanlar hibritleme tekniği ile tarım ürünlerini birbiriyle çiftleştirerek, doğal formların genetik kompozisyonunu kendi zevki doğrultusunda değiştirir. Doğada ortaya çıkan ilk kabak, büyük ihtimalle hiç de yemek isteyeceğiniz bir ürün değildir. Kısacası tarım ürünlerine yapılan keyfi genetik değişiklik kavramı, hayatımıza genetiği değiştirilmiş organizmalarla (GDO) gelen bir yenilik değildir, GDO daha ziyade yeni bir teknolojidir.
Sadece tarım ürünlerinde değil bütün canlılar aleminde genetik içerik nesiller boyu çoğunlukla sabit kalan veya organizmal alemin sıkı sıkıya kanunlarına uyduğu çiğnenemez bir anayasa olmadığı için, bu analojinin mevcut durum ve hukuk sistemine uygulanmasını bilimsel açıdan yanlış bulduk. Merak edenler Magna Carta'yı genetik kodla yazıp bir canlının genomuna yapıştırabilirler. Sadece bir jenerasyonda sayısız mutasyon, yani genom değişikliği tespit edebilirsiniz.
Not: Yazıyı yayınladıktan kısa bir süre sonra, @cagriyalgin'ın uyarısıyla bu GDO analojisi çılgınlığının çok daha vahim boyutlarda olduğunu farkettik:
Cemil Çiçek'in çığlıklarını duyun! Genetiği Değiştirilmiş Organizması bozuk bir demokrasiyle Türkiye yoluna nasıl devam eder??!! Gerçekten de çok zor.
Son olarak, @esintu 'nun gönderdiği Mart 2014 haberine bakalım. Eski adalet bakanı Sadullah Ergin, şuur ötesinden dahil olduğu tape krizinde, tapelerin genetiği değiştirilmiş organizmalı olduğunu iddia etmiş. Dağılabiliriz.